Alanya'da Bir Veli, Öğretmene Şiddet Uyguladı

Alanya'da tüm sendikalar adına yapılan açıklamada ;  "Eğitimciye şiddete dur demek, sesimizi yetkililere duyurmak, çözüm bulma iradesini harekete geçirmek için bir araya gelmiş bulunmaktayız. Toplanma Gündemimiz, maalesef, geçtiğimiz Cuma günü ilçemizde yaşadığımız ve biz eğitim çalışanlarını derinden üzen şiddete, yine ve yeniden şahit olmamızdır. Alanya’da nöbetçi öğretmenlerimize ve devamında bütün okulumuza karşı bir veli zorbalığı yapılmıştır. Biz eğitim çalışanları olarak, yetkililerden sesimize kulak vermelerini, toplumumuzda giderek artan şiddeti ortadan kaldıracak önlemlerin bir an önce alınmasını, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili bir kanun maddesinin Öğretmenlik Meslek Kanununda mutlaka olmasını istiyoruz. Tek derdi ülkemizin yarınlarını üst düzey insanlık değerleri ve bilimin ışığı ile aydınlatmak olan öğretmenlerinizin ,  sorumluluk bilincinden uzak veliler tarafından darp edilmesi asla kabul edilemez . Öğretmenlerimize geçtiğimiz Cuma günü görevinin başında gerçekleşen her türlü saldırı kınıyor ve lanetliyoruz. Değerli Katılımcılar, Teröristlerce katledilen öğretmenlerimiz Şenay Aybüke Yalçın, Necmeddin YILMAZ’ın;  öğrencisinin katlettiği NecmeddinKuyucu öğretmenimizin ve şiddete maruz kalan daha nicelerinin acıları tazeliğini korumaktayken, eğitim çalışanlarına şiddete ilişkin yazılı ve sözlü basında ki haberlere bir yenisi de Alanya’da eklenmiştir. Bu şiddet asla  kabul edilemez. Kabul edilemez çünkü aslında kaybettiğimiz, toplum içindeki sevgimiz, saygımız, vicdanımızdır. Aslında kaybettiğimiz geleceğimiz, milli değerlerimizdir. Hani bu meslek, kutsal bir meslekti. Hani “bir harf öğretenin 40 yıl kölesi” oluyorduk. Hani muasır medeniyetler seviyesine öğretmenlerimizle ulaşacaktık.  Artık eğitim çalışanlarımıza dönük şiddet olaylarının üstü kapatılmamalı, bu olaylar sadece idari ve adli soruşturmalarla geçiştirilmemeli, yaptırımlar para cezasından ibaret kalmamalıdır. Eğitim Çalışanlarına dönük şiddetin soruşturulması ciddiyetle yapılmalı, cezalar da, sosyal sonuçları da ağır olmalıdır. Bunlar gerçekleştirilmeden, yasalarla düzenlenme yapılmadıkça önleyici ve caydırıcı sonuç almak mümkün değildir.  Bu yasal düzenlemeler yapılmaz ise, bizler daha çok bu üzücü haberleri okuyacak, her defasında hayıflanacak, gelinen ve yaşanan olaylara üzülmeye devam edeceğiz. Biz eğitim çalışanları olarak ne bu tip olayları basında görmek, ne şahit olmak, ne de yaşamak istemiyoruz." denildi.