Yılmaz, Alanya’nın deprem bölgesi olmadığı düşüncesinin yanlış olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemiz bir deprem kuşağında yer alıyor ve bizlerin depremlerle yaşamaya alışmamız gerekiyor. Alanya deprem bölgesi değil, Alanya’da deprem olmaz düşüncesi doğru değildir. Depremler oluyor ve olmaya da devam edecek. Bu gerçek karşısında bizler, yalnızca depreme dayanıklı binalarla kendimizi koruyabiliriz. İnşaat mühendisleri olarak Alanya’da, deprem yönetmeliği çerçevesinde dayanıklı projeler üretiyoruz. Yapılar, inşaat aşamasında Yapı Denetim sistemleriyle kontrol ediliyor ve projesine uygun şekilde inşa ediliyor. Yapı Denetim sistemi, binaların depreme dayanıklı üretilmesi için kurulmuş bir sistemdir ve 6 Şubat depremleri sonrasında bu sistemin ne kadar etkili olduğu görülmüştür. Bu nedenle Yapı Denetim hizmeti almış binalarda oturan vatandaşlarımızın endişelenmesini gerektirecek bir durum olmadığını düşünüyoruz.”

Alanya’da en büyük sorunlardan birinin, 2000 yılı öncesinde yapılmış yapıların çokluğu olduğuna dikkat çeken Yılmaz, bu yapıların depreme karşı dayanıklılığının araştırılması gerektiğini belirtti. Şu değerlendirmelerde bulundu:

“Basında zaman zaman, deprem dahi olmadan kendi kendine yıkılan eski binaların haberlerini görüyoruz. Ne yazık ki bu tür yapıların benzerleri Alanya’da da mevcut. Riskli yapıların tespit edilmesi ve bu binaların acilen kentsel dönüşüme alınması gerekiyor. Ancak vatandaşlarımız, kentsel dönüşüm sırasında daire metrekarelerinin küçüleceği endişesiyle bu süreçten uzak duruyorlar. Oysa hiçbir şey can güvenliğinden daha önemli değildir. Bu nedenle, vatandaşlarımız binalarını kontrol ettirmeli, gerekli durumlarda güçlendirme veya kentsel dönüşüm süreçlerini başlatmalıdır. Bu, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluktur.”

Yılmaz, yapıların dayanıklılığını etkileyen bir diğer önemli sorunun, bilinçsizce yapılan tadilatlar olduğunu vurguladı. Taşıyıcı sistemlere zarar veren müdahalelerin deprem riski oluşturduğunu ifade eden Yılmaz, şu uyarıları yaptı:

“Bir bina, 2000 yılı sonrası yapılmış olsa bile, taşıyıcı sistemine zarar verilmişse depreme dayanıklı olmayabilir. Alanya’daki yapılarda basit tadilat adı altında kolon ve kirişlere zarar verildiği, döşemelerin kesilerek merdiven veya yük asansörleri eklendiği, zemin kattaki dükkanlarda çelik sundurmaların bina kolonlarına kaynaklandığı görülüyor. Bu tarz, mühendislik hizmeti almadan yapılan tadilatlar, binaların deprem dayanıklılığını ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Vatandaşlarımızın, yaşadıkları binalarda bu tür tadilatların yapılmasına izin vermemesi gerekiyor.”

Son olarak, deprem riski karşısında Alanya’da gerekli adımların atılması için her zaman çalışmaya hazır olduklarını belirten Yılmaz, şu mesajı verdi:

“Biz inşaat mühendisleri olarak, Alanya’nın depreme dirençli bir şehir haline gelmesi için kamu kurumları ve diğer kuruluşlarla koordineli bir şekilde çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Ancak bu hedefe ulaşabilmek için vatandaşlarımızın da üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor. Deprem değil, çürük binalar öldürür. Çürük binalar ise yalnızca güçlendirme veya kentsel dönüşümle depreme dayanıklı hale getirilebilir. Bu nedenle halkımızın daha duyarlı ve bilinçli olmasını temenni ediyoruz.”

Emrah Yılmaz’ın açıklamaları, deprem tehlikesinin yalnızca doğal bir afet değil, aynı zamanda yapısal dayanıklılıkla ilgili bir sorun olduğunu bir kez daha hatırlattı.