Günümüz dünyasında, menfaatleri doğrultusunda sürekli taraf değiştiren ve ilkesizce hareket eden insanlarla sık sık karşılaşır olduk. Özellikle siyasetin çalkantılı atmosferinde, fırıldak gibi dönen şahsiyetler, her seferinde yeni bir yöne savrulurken, ilkeli duruş sergileyenler daha da belirginleşiyor. Bu ikilemin farkında olmak, aslında toplumun hangi yöne evrildiğini anlamamıza da yardımcı oluyor. Bir yanda her gün değişen yüzler ve fikirler, diğer yanda ise fırtınalara rağmen çizgisini bozmayanlar... Menfaat fırıldaklığı, kişinin karakterini en açık şekilde gözler önüne seren bir durumdur. Patavatsız ve ağzı beyniyle ters orantılı çalışan politik dönmeler, çevrelerinde hayret uyandıran bir savrulma sergilerken, onların kararsız ve ilkesiz davranışları, siyasetin gündemine düzeyli bir şekilde dahil olmayı da zorlaştırıyor. Toplumun karşısında sürekli değişen tavırlar ve fikirlerle beliren bu insanlar, kısa vadede kazançlı görünseler de uzun vadede en büyük zararı kendilerine veriyorlar. Zamanın değişimi, insanları sınayan bir aynadır. Gün kararır, hafta biter, aylar geçer; her şey değişir. Ancak, duruşunu bozmayanlar bu değişime direnir. Oysa menfaat odaklı hareket edenler, rüzgar nereden eserse oraya savrulup, bir süre sonra kendilerini topaca dönmüş bulurlar. Bu döngünün sonunda, çoğu diz çöküp beklemek zorunda kalır. İlkesizliğin bir getirisi yoktur. Aksine, ilkesizce tavır sergileyenler sadece güven kaybederler ve güven, kaybedildiğinde geri kazanılması en zor değerlerden biridir. Bir de öte yanda duranlar vardır: İlkelerinden ödün vermeyenler, baskılara boyun eğmeyenler. Ne kadar zorlu bir süreçten geçerse geçsin, yolundan şaşmayan bu insanlar toplumun en çok saygı duyduğu kişilerdir. Çünkü onların duruşu, sadece o an için değil, yıllar sonra bile konuşulacak bir örnek teşkil eder. Zamanın getirdiği baskılar ve değişimler karşısında dimdik ayakta kalanlar, toplumun vicdanında yer bulur. Gerçek bir duruş sahibi olmak, değişen rüzgarlar karşısında eğilmemekle mümkündür. Sonuç olarak, menfaat peşinde fırıldak gibi dönenlerin akıbeti bellidir: En sonunda yorulurlar, diz çöküp beklemek zorunda kalırlar. Oysa sağlam duruş sahipleri, her fırtınadan güçlenerek çıkarlar ve toplumda hak ettikleri saygın yeri alırlar. Dönüp dolaşıp aynı noktaya gelen, her gün fikir değiştiren bu şahsiyetler, geride sadece pişmanlık ve kırık güvenler bırakırken, duruşu sabit kalanlar, hayatın gerçek kazananları olacaktır.